Rusya pazarı tarım sektörü için çok önemli bir fırsat, Referans, 29.09.2006

Tarım sektörü nüfusumuzun yüzde 30’dan fazlasının geçimini sağladığı ancak, milli gelirimiz içerisindeki payı sadece yüzde 10 civarında olan bir sektör. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere, tüm ülkelerce gizli ve açık teşviklerle desteklenen ve önemi giderek artan bu sektör de artık ‘stratejik sektör’ olarak tanımlanıyor. Dünya Ticaret Örgütü’nce (DTÖ) tarım ürünleri ticaretinin adil ve serbest bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için çalışmalar sürdürülse de, müzakereler sektörün niteliği gereği sancılı gelişmelere sahne oluyor.

Günümüzde büyük ölçekli işletmeler verimliliği esas alarak ve modern teknolojiyi kullanarak sektörü ayakta tutmaya çalışıyorlar. Lojistik olgusuna da profesyonelce yaklaşılıyor. Lojistik faaliyetleri, bu sektörde ürüne ilave bir katma değer kazandırıyor. Sadece 4-5 bin kilometre kare tarım arazisine sahip İsrail’in net tarım ihracatçısı bir ülke olması ile 250 bin kilometre kare civarında tarım arazisine sahip Türkiye’nin net tarım ithalatçısı olmasının nedenleri araştırıldığında, yukarıda sıralanan olgularla birlikte, İsrail’in tarımda bilişim sektörüne önem verdiği de görülmektedir.

Ülkemizde bu sektörün yapısal sorunlarını net bir şekilde ortaya koyan ‘açıklayıcı’ mahiyetteki mükemmel analizler mevcut. Mazot ve gübre girdi maliyetleri, işletmelerin küçük ölçekli olmasının birim maliyet üzerindeki olumsuz etkisi, tarım sektöründeki işgücünün eğitim eksikliği, teknolojik altyapımız ve lojistik, pazarlama konularına önem vermememiz gibi başlıkların sektörün ana sorunları olduğu biliniyor.

Tüm sektörlerde olduğu gibi, bu sektörde de fırsatlara odaklanmış bir yaklaşım sergileyemediğimiz için, sorunlarımızın çözümünde fırsatların sağlayabileceği olanaklardan faydalanamıyoruz. Bu sektörde karşımızdaki büyük fırsat, Rusya Federasyonu pazarıdır. Bu sektörde de Rusya pazarında başarısız olmanın yollarını ısrarla aramamıza rağmen, pazar hâlâ büyük fırsatlar sunuyor. Rusya pazarı, nüfusunun büyüklüğü, iklim koşulları nedeniyle tarımsal ürün çeşitliliğinin son derece kısıtlı olması ve coğrafi olarak yakınlığı nedenleriyle hızla mercek altına alınıp, stratejik plan yapmamız gereken bir potansiyel anlamına geliyor.

Son yıllarda bu pazara yönelik yaş meyve-sebze ihracatımızda yaşanan sorunların asıl nedeninin sorumlu kesimlerimizce dahi net olarak anlaşılamadığı gerçeği ortadayken, böyle bir stratejik planı hazırlayacak birimlerin ciddi bir Rusya vizyonu ve küreselleşme olgusunu net bir şekilde kavrayabilmiş olmaları önem arz ediyor. Bu süreçte doğal olarak, satış, pazarlama, lojistik konuları da ayrı ihtisas sahaları. Kısaca, çağımızda tarım sektörü artık köylülerin uğraş alanı olmaktan çıkmış bir sektördür. Rusya’ya yönelik ihracatımızı esnaf vizyonuyla şekillendirmeye çalıştığımız gibi, tarım sektörünü de “köylü” vizyonuyla şekillendirme gayretimiz bizi bir yere götürmeyecek. Köylüleri küresel ekonominin parçası yapacak stratejiler geliştirebilmek, onlara milletin efendisi olma yolunu da açacaktır.

Unutmayalım ki, ciddi stratejiler de küçük küçük adımlarla oluşturulmaktadır. Moskova Büyükelçiliğimizde Tarım Müşavirliği ofisi oluşturarak ilk küçük adımı atabiliriz. Bu önerim, bir tarım müşaviri atanması olarak anlaşılmamalı. Diğer ülkeler gibi, ciddi bir altyapısı ve kadroları olan Tarım Ofisi’nden bahsediyorum.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s