AKP’nin dış politikası ideolojik temellidir. 28.10.2013

DP Basın Merkezi … AKP’nin sahip olduğu değer sistemi ve dünya görüşü dış politikamıza aynen yansıtılmıştır.  Avrupa Birliği süreciyle ilgili olarak AKP’nin takındığı isteksiz ve inişli çıkışlı dış politika stratejisi,  AKP’nin işine geldiği zaman AB karşıtlığı, işine geldiği zaman ise AB yanlısı tavır izlemesiyle, dış politikamızın ciddiyetini sorgulatır sonuçlar doğurmuştur.

Irak ile ilişkilerde benimsenen kararsız tutum, İsrail ile süregelen kriz, uluslararası toplumun soykırım ile suçladığı Sudan Devlet Başkanı’na yönelik teveccüh,  terör örgütleriyle kurulan kontrolsüz ve dengesiz ilişkiler, Mısır’daki darbeye karşı olmak ile Mısır’daki iç gelişmelere taraf olmak arasında sağlanamayan denge ve nihayet Suriye politikamız, dış politikamızın tamamen AKP’nin ideolojisi doğrultusunda şekillendirildiğini ortaya koymaktadır. Bu ideoloji Türk dış politikasını belirleyenleri esir almıştır.
AKP’nin sıkça gündeme taşıdığını iddia ettiği “tüm bölgesel ve dünya sorunları ile ilgilenen” dış politika anlayışı, bugün kendi ifadeleriyle Türkiye’yi “değerli bir yalnızlık” ile karşı karşıya bırakmıştır.
AKP öncesi uygulanan dış politikamız, tüm hükümetler döneminde gerçekçilik ilkesine sıkı sıkıya bağlı olmuş ve “milli” nitelik taşımıştır. AKP döneminde bu ilke çiğnenmiş ve gerçekçilikten uzak, daha çok Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun hayal dünyası çerçevesinde oluşturulan bir siyaset izlenmiştir. AKP’nin dış politikasının milli bir nitelik taşıdığını söyleyebilmek oldukça güçtür. Dış politika söylemlerimiz milli çıkarlarımız göz ardı edilerek, siyah ve beyaz söylemlerle şekillendirilmeye çalışılmaktadır.
AKP’nin komşularla “sıfır sorun” yaklaşımı, değerlendirme yapılmasını dahi gereksiz kılacak bugünkü sonuçları doğurmuş ve neredeyse tüm komşularımızla sorunları olan Türkiye’yi yaratmıştır. Öte yandan, özellikle Suriye’ye, Mısır’a ve İsrail’e yönelik politikamızın, daha çok iç siyasete yönelik beklentiler doğrultusunda şekillendirildiği görülmektedir.  Bu yaklaşım ister istemez AKP dış politikasını gerçekçilikten uzaklaştırmakta ve Türkiye’nin çıkarlarına kolay kolay giderilemeyecek zararlar vermektedir.
Dış politikada ülkeler hem “milli çıkarlarını” gözeterek hem de “değerleri” dikkate alarak politika oluşturmaya çalışırlar. Değerler ve çıkarlar arasında dengeyi sağlayabilmek büyük önem arz eder. AKP dış politikayı oluştururken bu dengeyi sağlayamadığı gibi, kendi icad ettiği “değerli yalnızlık” kavramı gibi bir kavramın arkasına sığınarak, güya değerler temelinde dış politika yürüttüğünü iddia edebilmektedir. Diğer taraftan, Suriye’de muhalif gruplar arasında silahlı çatışmaların yaşandığı bir ortamda ise, kime, neden destek verdiğimizi zaman zaman Davutoğlu dahi karıştırır olmuştur.
“AKP’nin dış politikası öncelikten yoksundur”
AKP’nin dış politikasının en belirgin özelliklerinden birisi de öncelikten yoksun olmasıdır. Türkiye, önemli önemsiz birçok bölgesel soruna el atmaya çalışmış,  Bakan Davutoğlu,  adeta “nöbetçi bir arabulucu” olmak hevesiyle sürekli hareket halinde olmuştur. Ancak bu çabalarının karşılığının alındığını söylemek mümkün değildir.  Türkiye’nin verdiği görüntü, öncelik sıralaması olmayan bir ülke görüntüsüdür. Üstelik iktidar, dış politikada öncelik gibi bir ihtiyacın varlığından bihaber olarak hareket edebilmektedir. Neticede yaratılan görüntü, yoğun bir diplomatik trafik ve gündeme rağmen öncelikleri belirsiz ve netice odaklı olmayan bir dış politika görüntüsüdür.
Bu bağlamda AKP dönemi dış politikasının diğer kavramsal eksikliklerini de vurgulamak gerekmektedir:
AKP, geleneksel Türk dış politikasının oturduğu zemini de doğru okuyamamaktadır. Öncelikle, “Türkiye bir Orta Doğu’lu ülke midir, yoksa aynı zamanda Orta Doğu’da da yer alan bir Batılı ülke midir?” sorusuna doğru cevap verebildiği şüphelidir.
AKP öncesi “Yurtta sulh cihanda sulh” şiarıyla hareket eden ve uluslararası meşruiyet ve hukuk arayışı içinde olan Türk dış politikası, asla sınırlarının ötesine saldırgan, asabi, tepkici ve art niyetli olmamıştır. Öte yandan, AKP öncesi komşularla yaşadığımız sorunlar Türkiye’den değil, komşularından Türkiye’ye yöneltilmiştir.
Başbakan, kendi partisinin, devletin diğer organlarının, hatta Cumhurbaşkanının da bilgisi dışında şahsi ve doğrudan bir dış politika yürütme eğilimindedir. Pek çok kritik görüşmede Dışişleri Diplomasisi hazır değildir. AKP döneminde dış politikanın oluşturulmasında ve yürütülmesinde, Dışişleri Bakanlığı bürokrasisinin yerini, çeşitli danışmanların ve AKP yanlısı düşünce kuruluşlarının aldığı görülmektedir.
Yukarıdaki metin: DP yayını, “Stratejik derinliğe Düşen Türk Dış Politikası” başlıklı yayından güncellenerek alınmıştır.
Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s