7 Haziran 1945’ten 7 Haziran 2015’e

Daha kuruluşundan beri demokrasi prensiplerinin eksiksiz şekilde uygulanması, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve vatandaşlarının en önemli amacıdır. Atatürk’ün ölmez adına bağlı kutsal Kurtuluş Savaşı’mızdan doğan Türkiye Cumhuriyeti, ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile dünyanın belki de en demokratik anayasasını meydana getirmiştir.

Geçen 94 yıl zarfında demokrasi mücadelesi yolunda zaman zaman siyasi hürriyetler ve kişisel özgürlükler kısıtlanmış, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun demokratik ruhundan uzaklaşılmıştır. Burada izahına lüzum görmediğimiz çeşitli sebeplerden dolayı demokrasi mücadelemiz zaman zaman başarısızlıklara uğramış olsa da halkımız, her şeye rağmen demokrasi yolunda ilerlemek istediğini gösteren teşebbüslerde bulunmuş ve bu istikamette her zaman kararlı olmuştur.

Bugün, yıllar sonra yeniden, ülkemizin içerisinde bulunduğu şartlar Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun demokratik ruhuna her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu göstermektedir.

Bütün dünyada hürriyet ve demokrasi mücadelesinin yükseldiği bir dönemde, Türkiye’nin 94 yıllık mücadelenin ardından yeniden en başa dönmüş olması, dikkat çekici olduğu kadar üzüntü verici de bir durumdur. Üstelik memleketimizde, Cumhurbaşkanı’ndan en sade vatandaşına kadar herkesin aynı demokratik değerleri paylaşmakta olduğundan bile şüphe edilir hale gelinmesi, içinde bulunduğumuz şartların ne denli ağır olduğuna bir işarettir.

Uzun asırlardan beri müstakil bir devlet olarak yaşayan Türkiye’de, okuyup yazma bilmeyen vatandaşların dahi siyasi hürriyetlerini şuurlu kullanacak bir seviyede bulundukları, inkâr edilemez bir hakikattir.  Milletimiz, okuyup yazma bilmeyen köylüler arasından bile dünyanın en değerli idare ve siyaset adamlarını yetiştirmiştir. Bugün, ne hazindir ki memleketimizin beşeri sermayesi, bilhassa Cumhuriyet idaresinin kuruluşundan bu yana yapılan büyük hamleler neticesinde, bundan otuz-kırk yıl önce ulaşmış olduğu yüksek seviyesini geliştiremez ve dahi koruyamaz duruma düşmüştür.

Artık, demokratik hak ve özgürlüklere yapılan her türlü askeri, siyasi, hukuki ve hatta “karizmatik” darbelerin ardından, ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda hâkim olan demokratik ruhu, bugünkü siyasi hayatımızda kuvvetle tecelli ettirmenin zamanı geldiği kanaati hâkimdir. Bunun bir an evvel gerçekleşmesi yönündeki düşüncemizi şöyle hülasa ediyoruz:

1-     Milli hâkimiyetin en tabiî neticesi ve aynı zamanda dayanağı olan Meclis murakabesinin anayasamızın yalnız şekline değil, ruhuna da tamamıyla uygun olarak tecellisini sağlayabilmek için demokrasiyi sandığa indirgeyen milli iradeci bir anlayış yerine, çoğulcu bir demokrasi için gereken altyapının yeniden ve daha sağlam bir şekilde oluşturulması gerekmektedir.

2-     Yurttaşların siyasi hak ve hürriyetlerinin, daha ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’muzun gerektirdiği şekilde kullanılabilme imkânlarının sağlanması elzemdir. Bütün partilerin bu yönde çalışmalarını yürütebilmelerini temin etmek amacıyla Siyasi Partiler Kanunu’nda gereken düzenlemelerin bir an evvel yapılması lazımdır. Yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması ve seçim sisteminin yukarıdaki esaslara tamamıyla uygun bir şekilde yeni baştan tanzimi, bir mecburiyettir.

3-     Hukukun üstünlüğüne olan inancın yeniden teşkil edilebilmesi amacıyla, kamu vicdanında derin yaralar açmış olan birtakım iddiaların açıklığa kavuşturulması önemli bir ihtiyaçtır. Bu amaçla, hukukun temel değerleri çiğnenerek üstü örtülmüş olan yolsuzluk iddialarının yeniden hukuk zeminine taşınması, milletçe özlenen hukuk devleti ilkesinin tekrar tesis edilmesini sağlayacaktır.

Değerli okuyucuların ve kamuoyunun dikkatlerine sunulmuş olan yukarıdaki tekliflerle, bu topraklar üzerinden yaşayan bütün insanların yüksek arzularına tercüman olduğumuza, Atatürk’ün idealine sadık kaldığımıza tamamı ile inanmış bulunuyoruz.

7 Haziran 1945’te başlayarak 7 Haziran 2015’e doğru yol almakta olan demokrasi serüvenimizde yalnız siyasetin değil, rejimin hatta devletin bile önemli hasarlar almakta olduğu bir dönemde, bu teklifimizin vakitsiz ve yersiz olmadığı hakkındaki inancımız büsbütün kuvvetlenmektedir.

Takririmizin açık bir dimağla ve sorgulayıcı bir yaklaşımla okuyucularımız tarafından değerlendirilmesini saygılarımızla rica ederiz.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s