(DP Basın Merkezi- 26 Haziran 2013)- Genel Başkan Yardımcısı Aydın Sezer, Başbakan Erdoğan’ın uzun süreden bu yana Brüksel’e gidemediğini, bu nedenle AB’ye karşı hırçınlaştığını söyledi..
“ Başbakan Erdoğan, 8 yıldır Brüksel’deki liderler zirvesine davet edilmiyor, AB ailesi fotoğrafına alınmıyor.” diyen Aydın Sezer, “Başbakan, bir hafta sonra 27-28 Haziran 2013 tarihinde Brüksel’de yapılacak liderler zirvesine katılmak için her yolu denedi. Ancak yine zirveye davet edilmeyince AB’ye karşı üslubunu sertleştirdi.” şeklinde konuştu.
“Başbakan, 2005’den bu yana AB zirvelerine davet edilmediği için hırçınlaştı..
Genel Başkan Yardımcısı Aydın Sezer yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
“ Türkiye’nin tam üyelik müzakerelerine başladığı 2005 yılından önce her zirveye davet edilen ve alınan kararlarla ilgili olarak bilgilendirilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2005 yılından bu yana Brüksel’e, Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvelerine davet edilmemektedir. Liderlerin zirvenin ilk günü çektirdikleri AB ailesinin “aile fotoğrafına” da girememiştir.
Hatta Başbakan Erdoğan’a AB üyesi ülkelerin başkentlerinden gelen resmi davetlerin sayısı da iyice azaldı. Avrupa başkentleriyle sadece ekonomik ilişkiler ve günlük politikalarla ilgili olarak ilişki kurabiliyor.
“Başbakan, bir hafta sonra yapılacak zirveye de davet edilmedi”
Başbakan Erdoğan, bir hafta sonra 27-28 Haziran 2013 tarihlerinde Brüksel’de yapılacak devlet ve hükümet başkanları zirvesine de davet edilmedi. Bu zirveye de davet edilmek için her yolu deneyen, Fransa’dan ilgili bakanı aracılığıyla ricacı da olan ancak başarılı olamayan Başbakan Erdoğan AB’ye karşı hırçınlaştı.
Avrupa Parlamentosu’na karşı kullandığı kırıcı üslubun altında da Brüksel’e davet edilmemesi yatıyor. Başbakan Erdoğan’ın uyguladığı dış politika nedeniyle Türkiye, AB’deki kamuoyunu kaybetti. Bunun zararını bu yılki turizm sezonunda da görebiliriz.
“Erdoğan, AB sürecine zarar veriyor.”
Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin AB sürecine verdiği zarar devam etmektedir. Başbakan Erdoğan’ın tutum ve davranışlarına bakarak kendi pozisyonunu belirleyen üye ülkelerin başkentlerinden gelen kötü haberlere Almanya ve Hollanda’da dahil oldu. Özellikle AB’nin omurgası olan Almanya, 3 yıl aradan sonra açılması planlanan Bölgesel Politikalar faslına rezerv koydu.Bununla da kalmadı ve seçim programında da Türkiye’nin AB üyeliğine kesin bir dille karşı çıktı. Bugüne kadar Türkiye’ye “imtiyazlı ortaklık” yakıştıran Merkel, Türkiye’de son yaşanan olaylara tepki göstererek bu düşüncesinden de vazgeçti ve Türkiye’nin AB üyesi olmasını istemediğini seçim programına yazdı.
Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın artık akıllarına başlarına alma zamanı geldi ve geçiyor..
“Avrupa Parlamentosu, Erdoğan’a balans ayarı yaptı..”
Taksim Gezi Parkı olaylarındaki tek adam duruşunu Avrupa’ya karşı da kullanan Erdoğan’ın, Avrupa Parlamentosu kararlarını tanımama gibi bir şansı yoktur. Evet, AP kararları bağlayıcı değildir. Ancak AB üyesi ülkelerin siyasetçilerinden oluşan Avrupa Parlamentosu’nun bu kararları, eninde sonunda Türkiye’nin önüne getirilecektir. O zaman iktidarda Erdoğan olmayacaktır. Ancak Başbakan’ın bu kabadayılığının zararlarını yine Türkiye temizlemek zorunda kalacaktır. Kendisi iktidardan gidebilir. Ancak Türkiye’nin itibarını ve imajını zedeleyemez.. Dolayısıyla bu ülkenin imajına zarar vermemesi gerekmektedir.
Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olduğunu unutmamalıdır. Yaptığı açıklamaları, Recep Tayyip Erdoğan olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olarak yapmaktadır. O nedenle söylediği her şey Türkiye’nin yurt dışındaki itibarını etkilemektedir.
Avrupa Parlamentosu son karar tasarısıyla Başbakan Erdoğan’a bir balans ayarı yapmıştır. Bu ayar, Türkiye ile AB arasında işleyen en önemli organ olan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun ilk toplantısında da devam edecektir. AP’nin aldığı bu kararı siz “yok hükmünde” sayamazsınız. Çünkü bu kararlar Avrupa Konseyi’ne, AB Komisyonu’na, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisine, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı’na, Avrupa Birliği’ne üye devletlerin hükümet ve parlamentolarına da gönderildi.
Taksim Gezi Parkı olaylarındaki duruşu nedeniyle AB üyesi ülkelerden ve ABD’den defalarca eleştiri alan Başbakan Erdoğan, genişlemeden sorumlu komiser Füle’ye de “bir adam” şeklinde hitap ederek nezaket sınırlarını aşmıştır.”