Türkiye’nin Hasan Cemal Sorunu ve Madencinin Kaderi, Haber3, Mayıs 2010

Daha önce yazdığı kitapların tamamını sonuna kadar okuyamama rağmen, Hasan Cemal’in yeni kitabını da satın aldım. Kitabın arka kapağını okur okumaz, eğlenceli bir kitap olacağını düşündüm. Zira, arka kapakta aynen şunlar yazılı…
‘Hasan Cemal, “asker düşmanı” değil, askerin siyasete karışmasına karşı, askerin Batı demokrasilerinde olduğu gibi sivil otoriteye tabi olmasından yana. Uzun yıllardır Hasan Cemal’in derdi bu, yani askerin elini siyasetten çekmesi, Avrupa’da, Amerika’da olduğu gibi…’
Hasan Cemal’in ‘derdi’ aslında dert edilecek bir şey değil. O da her Türk vatandaşı gibi, en azından benim gibi, Türkiye’de de, Batı tipi demokrasi alt yapısının yerleşmesini istiyormuş.
Diyor ki : ‘Ey Asker, Sen Siyasete Karışma!’
Bu, maalesef Hasan Cemal’in sandığı gibi, emir komuta zinciri içerisinde olmuyor. Talimatla askeri kışlada tutup, biz demokrasicilik oynayacağız denilemiyor. Hasan Cemal, batı tipi demokrasi istemek yerine, Mülkiye’de okuduğu kitapları tekrar gözden geçirse, bu derdinin çaresini bulacak. Batı ile Türkiye arasındaki fark sadece demokrasinin kalitesiyle ilgili değil ki… Hasan Cemal’deki demokrasi algısı nesnel temeller üzerine oturmadığından, O da bu milli gelirle, Batı tipi demokrasinin yakalanabileceğini zannediyor. Ya da Türkiye’de demokrasi olmadığı için zenginleşemediğimizi düşünüyor.
Kitabın 17. Sayfasında HASAN CEMAL, Türkiye’nin birçok sorunundan bahsediyor ve sorunları sıralıyor…
‘Kürt sorunu, din ve laiklik sorunu, Alevi sorunu, başörtüsü-türban sorunu, Ermeni meselesi, tarihle yüzleşme sorunu, sosyal adalet meselesi, Kıbrıs ve yargı hukuk devleti sorunu…’
Hasan Cemal ekonomik temelli fakirlik ve işsizlik sorununu ‘sorun’ olarak görmüyor anlaşılan. Saydığı sorunların çoğunun Hasan Cemal ve takım arkadaşları tarafından yaratıldığının farkında bile değil.
Hasan Cemal’in şunu düşünmesi gerekir ;
Dünya’da, Türkiye’deki kadar kişi başına düşen milli gelire sahip olduğu halde, bizden daha gelişmiş demokrasi alt yapısına sahip bir ülke var mıdır? Ya da İslam ülkeleri arasında en ileri demokrasi alt yapısı hangi ülkededir?
Ey, Hasan Cemal !
Sahip olduğunuz çarpık demokrasi anlayışı çoktan terk edildi. Türkiye’de sandığınız gibi bir demokrasi anlayışı olsaydı, ne Siz böyle kitaplar yazabilirdiniz, ne de AKP iktidar olabilirdi…
Bu kitap, daha birinci bölüme ulaşamadan, 45 sayfa okuduktan sonra bıraktığım bir kitap oldu. Arka kapakta yazılan, ‘Kalın olduğuna bakmayın, kolay okunuyor, Hasan Cemal’in her kitabı gibi…’’ ifadesi gerçekten doğru olmasına rağmen, okumaya devam edemedim. Evet, Hasan Cemal’in her kitabı gibi, bu da kolay okunuyor ama ben, bu kadar kalın bir magazin kitabı okumayı sevmem ki…
Ey Hasan Cemal, AKP’nin dik duruşundan gurur duymaya devam ediniz, demokrasi geliyor zannediniz. Gelecek demokrasinin tipi üzerinde tartışmalarınız sürsün; Danimarka tipi mi olsun, Fransız tipi mi?
Türkiye’nin demokratikleşme sorunu ile küreselleşme birlikte ele alındığında, nelerin nasıl değiştiği daha iyi anlaşılacak. Örnek alınan batı demokrasisinin, Irak’ı nasıl demokratikleştirdiği daha iyi görülecek.
Yoksa, ABD’de de asker demokrasisi mi var?
Modernitenin en kısa tanımı; dışsal bir otoriteye ihtiyaç duymadan toplumun kendisini yeniden üretebilmesidir. Kaybettiğimiz madencilerin arkasından yapılan yorumlar ve kader meselesi bu çerçevede değerlendirilirse, sanırım Türkiye’ye gelmesi gereken demokrasinin tipi konusunda da bir derdimiz kalmayacak.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s