Nükleer Anlaşma TBMM’den Rüzgar Gibi Geçti ! Haber3, Temmuz 2010

Acelesi vardı. Acilen devreye girmesi gerekiyordu. Bu nedenle, TBMM Enerji komisyonuna bile uğrayamadan geçti, gitti.

Görüşmelere ait tutanaklar TBMM web sayfasında mevcut. Bu tutanakların her vatandaşın mutlaka okuması gereken çok önemli bir belge olduğunu düşünüyorum.

Medyada nükleer tartışmalarını izlerken ve tutanakları okurken yıllar öncesine de gitmek gerekiyor. 12 yıl öncesine, Mavi Akım sürecine…

Dikkat çekmek istediğim konu ‘enerji’ değil. 12 yıl öncesine ait genel bir Türkiye değerlendirmesi. 12 yıl önce, TBMM’de ittifakla kabul edilen Mavi Akım Anlaşması’na karşı çıkanların “fikir ve düşünce özgürlüğünün” tadını nasıl çıkarttıklarına dair.

Medyanın önemli kalemleri Mavi Akım’ı yerden yere vurup, köşelerinde tefrika yaparlardı. Nazlı hanım, Taha ve Fehmi beyler, Zülfü Livaneli, Cengiz Çandar, Zeynep Göğüş, Fatih Altaylı, İsmet Berkan, Ferai Tınç ve şimdi ismini hatırlayamadığım diğerleri,

Kamu görevlisi olduğu halde aleyte beyanat vermekte sakınca görmeyen “uluslararası enerji politikaları uzmanları”,

Prof. Dr. Orhan Güvenen gibi müstesna bilim adamları ve sırf işin içinde Rusya’nın adı var diye başımıza enerji uzmanı da kesilen Şükrü Elekdağ gibi politikacılar nedense sessiz kalmayı tercih ettiler.

Onlardan, özellikle bu anlaşmanın içeriği hakkında da yazmalarını, konuşmalarını beklerdim. Yazmadıklarına göre, yapılan işin doğru olduğunu düşünüyorlar demek ki…

Ben her zaman Rusya ile işbirliğinin daha da geliştirilmesinden yana olmuşumdur. Nükleer enerjiye de karşı değilim. Sırf AKP yaptı diye de karşı çıkmıyorum. Ama bu anlaşmanın içeriğini incelediğimde, insan vicdanının kaldırmakta güçlük çekeceği sistematik bir modelleme olduğunu görüyorum. Böyle bir anlaşmayı imzalayıp, TBMM’den rüzgar gibi geçirtenleri cesaretlerinden ötürü kutlamak gerektiğini de düşünüyorum.

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) dışında değerlendirme yapanlar tek tük, kıyıda köşede kalmış ve sesleri çıkmadı.
Mühendis olmadığım ve dünya görüşlerinin bir bölümüne katılmadığım halde, çalışmalarını izleyerek çok şey öğrendiğim, sırf “hep muhalif” kimliğinden ötürü de büyük sempati duyduğum TMMOB’a bir vatandaş olarak çabalarından dolayı teşekkür etmek gerekiyor; ben teşekkür ediyorum.

Acaba diyorum, 12 Eylül’de yapılacak halk oylaması daha önce yapılmış olsaydı, Türkiye’ye daha fazla demokrasi gelmiş olacağından, bu “özel” anlaşmaya karşı sesler daha mı gür çıkardı?

Aradan geçen 12 yılda, Türkiye’deki demokrasi geriye mi gitti acaba?

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s