Son Anayasa referandumu ile köprüden önceki son çıkışı da geçtik. Artık köprünün üzerindeyiz. Karşıya geçiyoruz. Karşıda bizi ne bekliyor acaba?
Şimdi yoğun olak MHP’nin tasfiyesini tartışıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin tasfiye sürecinde olduğunu iddia edenler zaten MHP’li yöneticiler değil mi? Bu açıdan MHP’nin tasfiye edilmesinin ne önemi olabilir ki? Yoksa, MHP tasfiye edildikten sonra Cumhuriyet’in tasfiyesi daha mı kolay olacak?
Şu soruya kolaylıkla yanıt veremiyoruz. Bugün AKP iktidarda olmasaydı, Cemaat acaba toplumda genel kabul gören sempatisini hala sürdürüyor olabilir miydi? Malum, Cemaat lideri geçmişte Ecevit ile de Genelkurmay başkanı ile de rahatlıkla görüşebiliyordu. Yurt dışındaki Türk okullarındaki başarı gözlerimizi yaşartmıyor muydu?
Bugün Cemaat ile AKP’nin iç içe geçmiş görüntüsü toplumun önemli bir kesimini tedirgin ediyor. Endişeye sevk ediyor. Açıkçası korkutuyor.
Ertuğrul Özkök’e de atfen, Cemaatin Türk’lüğünün Müslümanlığından önce geldiğini söyleyebiliriz. AKP’nin ümmetçi olduğu da biliniyor. Benim cevap bulmakta zorlandığım konu şu; MHP, neden Cemaate AKP’den daha yakın değil? Neden MHP ile Cemaat iç içe değil? Demek ki işin içinde reel politika var. Halk diliyle, kimin eli kimin cebinde belli değil. Ya da, Cemaatin önceliği sandığımız gibi değil.
Bugün temel konularda CHP ve MHP paralel düşünüyor. Toplumun bir kesimi Ergenekoncu’lara sempatiyle bakıyor. Eskiden, sadece ismi bile sokaktaki adama itici gelen Doğu Perinçek’in kimi tespitlerine artık hak veriliyor, hatta ‘Adam doğru söylüyor’ deniliyor.
İçinde bulunduğumuz toz duman ortama bir de Abdullah Öcalan ile müzakere yürütülüyor haberi düşüyor. Kafamız daha da karışıyor. Olamaz, ‘terörist başıyla müzakere yapılamaz’ derken, ‘iyi ki müzakere yapılıyor, zaten geç bile kalınmıştı’ da denilebiliyor. Kimileri tam demokrasiye giden yolda önümüz açık derken, kimileri de tek parti diktatörlüğüne doğru hızla yol alıyoruz diyor.
Yazıyı daha fazla uzatmaya gerek yok. Artık köprünün üzerindeyiz. Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi, Başkanlık ya da yarı başkanlık tartışmaları ve Kürt sorununda sona doğru adımlar bizi hayli meşgul edecek. Tüm bunlar bir tarafa, önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak yeni bir ikileme şimdiden hazırlıklı olalım. Bu ikilem öyle bir ikilem olacak ki, herkesin ezberi bozulacak. Bu ikilem karşısında Türk – Kürt ayrımının dahi önemi kalmayacak.
Tercihinizi hangisi yönünde yapacaksınız? Karar verin. AKP mi, Cemaat mi?
Türkiye – İsrail ilişkilerinde kaydedilecek gelişmeler bu ikilemin önümüze gelmesi ile ilgili süreci hızlandıracak. Cemaat, ABD ve İsrail dostu varoluş sürecini gözden geçirmeyi dahi düşünemeyeceğine göre, bakalım ne olacak?
Ergenekon argümanının raf ömrü de bittiğine göre, Türkiye’yi demokratikleştirdiğini zanneden AKP köprüden karşıya geçebilecek mi? Bunu zaman gösterecek.