Boris Nikolayeviç Yeltsin, Moskova’da Türk Eximbank kredisiyle, bir Türk İnşaat firmasının (URBAN İnşaat) yapımını üstlendiği Merkezi Klinik Hastanesi’nde hayata veda etti. Fırtınalı yaşamı, sıradan Rus vatandaşları gibi votkaya olan bağımlılığı, bulunduğu ortamın resmiyetine ya da ağırlığına önem vermeksizin sürekli olarak sarhoş dolaşabilmesi, O’nu sadece Rusya’da değil, tüm dünyada popüler bir politikacı haline getirmişti.
Sovyet imparatorluğunun yıkılmasında son darbeyi indiren adam olarak hatırlanan Boris Nikalayeviç, yönetiminin ilk yıllarında Rusya’yı hızlı ve vahşi kapitalizmle tanıştırdı. Kapitalizmi sadece “tüketim toplumu” olmaktan ibaret sanarak yürüttüğü politikalar, Sovyet İmparatorluğunun kaynaklarının yağmalanmasına ve sermayenin yurtdışına kaçırılmasına neden oldu. Kupon özelleştirmeleri (iş yerlerinin çalışanlar arasında pay edilmesi) olarak tanımlanan Rusya’ya özgü özelleştirme sürecinde, Batılıların “mafya”, Rus halkının “oligark” dediği kesimlerle içli-dışı olan Yeltsin, başta enerji şirketleri olmak üzere, ekonomik değer taşıyan yapıları, hatta TV kanallarını dahi kendisine yakın olan bu güç odakları arasında paylaştırdı. Rus halkının piyasa ekonomisi sarhoşluğu ile Yeltsin’in alkol sarhoşluğu, Rusya’yı 1997 yılına dek bulutların üzerinde dolaşan bir ülke konumuna getirdi.
Yağmalamayı Putin durdurdu
Rus halkının 1998 yılında büyük ekonomik krizle tanışması Yeltsin’in de, ayaklarının yere basmasına neden oldu. Komünizmin boyunduruğundan kurtularak kapitalist olduklarını sanan Rus halkı, yeni sistemi de, Yeltsin’i de sorgulamaya başladılar. Ancak, sadece 8 yıllık piyasa ekonomisi deneyimine sahip olan bu hızlı kapitalist ülkede, kapitalizmin ne demek olduğunu ilk anlayanlardan birisi, yine Boris Nikalayeviç oldu. Yeltsin bu dönemde de, Rus halkı için neyin daha iyi olacağını düşünmeye başlamıştı. Koltuğa yapışıp kalmanın iyi bir çözüm olamayacağını fark ederek, yeni süreci kimin daha iyi idare edebileceğinin araştırmasına girdi. Primakov da dahil olmak üzere, 2000 yılına gelinceye kadar tüm lider adaylarını denedi. Son olarak, Vladimir Vladimiroviç Putin’de karar kılan Yeltsin, 2000 yılına girerken süpriz istifası ile Putin’in önünü açarak, Rusya’ya en büyük hizmeti yapmış oldu. Kendi döneminde dağıtılan ve yağmalanan Rusya’nın, Putin’le birlikte yeniden güçlenmesini sağlamış oldu. Putin’in başarıları, Yeltsin’in çok isabetli bir karar vermiş olduğunu ortaya koyuyor.