Hükümetin yumuşak karnı dış ticaret ‘DİR’, Referans, 06.01.2006

Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında gelen ürünler işlendikten sonra ihraç edildiğinden, kağıt üzerindeki ithalat! rakamları kağıt üzerinde ihracat! rakamları haline dönüşüyor. Böylece, biz aynı rakamlarla hem ithalat hem de ihracat rekorları kırıyoruz. Bunlar iki kez toplandığında ise aynı malın değerini iki kez toplayarak – dış ticaret hacmi rekoru kırıyoruz.

Önce ‘doğru’ olmayan bazı cümleler. “İthalatının önemli bir bölümü yatırım ve ara mallarından oluşuyor, bu nedenle ithalat artışından korkmamak gerekiyor.” İkinci cümle; “İhracatımızda görülen artış rekorları ithalata bağımlılık temelinde gerçekleşiyor. İhracatımız arttıkça ithalatımız da artıyor.” Bu cümlelerin her ikisi de dış ticaretimizdeki gerçek resmi yansıtmıyor. Dış ticaret konusunu sadece istatistiklere bakarak yüzeysel bir şekilde rakam okumaktan ibaret sananlar, dış ticarette ‘Dahilde İşleme Rejimi’nin ne anlama geldiğini anlayamıyorlar. Bu nedenle, ‘ithalat’ kelimesini de, kelimenin sözlük anlamıyla bağdaşmayacak şekilde kullanıyorlar.
DİR’i tanımlayalım. DİR, firmaların, öngörülen süre zarfında işlendikten sonra ihraç edilmek şartıyla, ihraç ürünlerinin üretiminde ihtiyaç duydukları malları, ithalatta alınması gereken vergiden muaf olarak ve ticaret politikası önlemlerine tabi olmaksızın yurda getirmelerine imkan sağlayan bir sistemdir. Diğer bir ifadeyle, bu rejim kapsamında getirilen mallar fiilen ithal edilmemektedir. DİR aslında, üretim için gereken ara malların yurt içinden sağlanamadığı durumlarda, ihracatçı firmalara ihtiyaç duydukları ara malları yurt dışından temin etmeleri için tanınan bir teşviktir. Amaç son derece masum ve mantıklı. İç piyasadan karşılanması mümkün olmayan ‘özellikli’ ürünler için ihracatçıya böyle kolaylıklar sağlanmasının ekonomimiz açısından da, bu uygulamanın belli bir düzeyde tutulması şartıyla, faydalı olduğu söylenebilir.
Ancak, bu noktada bazı kritik sorular akla geliyor. Yıllık ihracatın yarıdan fazlası DİR kapsamında gerçekleşiyorsa, bu durum ekonomimiz açısından sakıncalar yaratır mı? Hükümetin çözemediği istihdam sorunun ana kaynaklarından birisi de DİR olabilir mi? İstatistiklere bakalım. 2004 yılı ihracatımızın yarıdan fazlası, 33 milyar ABD doları, DİR kapsamındaki ihracattan oluşuyor. Bu ihracatı yapabilmek için Dış Ticaret Müsteşarlığı web sayfasına göre 22 Milyar dolar ithalat! yapmışız. Fiilen ithalat sayılmayan mal girişi istatistiklerde ithalat olarak görülüyor. 2005 yılında da yıllık DİR rakamları açıklandığında oranların aynen korunduğunu göreceğiz. Ham madde ve ara malı üreten firmalarımız, DİR’in bugün ulaştığı hacim nedeniyle, bu ürünlerine yönelik ülke içi talebin daraldığı için zor durumda kalıyorlar. Buna bir anlamda milli sanayinin geriletilmesi, hatta batırılması operasyonu da değerlendirebiliriz. Bu operasyon sırf ihracatta rekor kırıyoruz diyebilmek uğruna yapılıyor. Bu işlem için operasyon kelimesini bilinçli olarak kullanıyorum. Zira, DİR kapsamında belge alanların taahhütleri doğrultusunda fiilen ihracat yaparak belgelerini kapatmaları gerekiyor. Peki bu belgeler ‘düzgün’ kapatılıyor mu? Kanımca hayır. Örneğin kapatılmış olan 78 dosya yeniden incelemeye tabi tutulsa, tahmin ediyorum 68 tanesinin hatalı kapatıldığı görülür.
Galiba, rekor kelimesi herkesin hoşuna gidiyor.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s