Petrol ve doğalgaz fiyatlarının üst seviyede seyretmesi sonucu Rusya’nın enerji ihracatından günlük kazancının, 500 milyon ABD Doları’nın üzerinde olduğu hesaplanıyor. Bu gelirle Rusya, vites büyütüyor. The Economist’e göre 2005 yılında Rusya’daki GSMH artış oranı yüzde 6.5 düzeyinde.

Rusya’daki değişimin temelinde Putin ve istikrar var. Bu da ülkenin pazarlanmasında daha somut adımlar atılmasını getiriyor ve Rusya, her zaman olduğu gibi kendi yolunda gidiyor. Rusya’daki değişimin bir diğer kaynağı da yabancı sermaye. 2005 yılı istatistiklerine göre Rusya’ya gelen doğrudan yabancı yatırım miktarı, 26 milyar ABD Doları düzeyine ulaşmış. Tüketici ürünleri başta olmak üzere, haberleşme, enerji ve otomotiv, yabancı sermayeden en çok pay alan sektörler arasında yer alıyor.

Başkent Moskova da hızla değişiyor. Moskova’ya sık gidip gelen işadamlarımız, her defasında Moskova’nın daha da geliştiğini söylüyorlar. Günlük yaşam açısından Moskova, dünyanın en pahalı kentlerinden birisi haline geldi. İş ortamı açısından bakıldığında da Moskova, artık neredeyse diğer başkentlerden daha pahalı. Moskova Büyükelçiliğimiz Ticaret Müşavirliği’nden aldığım bilgiye göre şehirdeki aylık ortalama gelir düzeyi, 800 ABD Doları’na ulaşmış durumda. Bu, yıllık 10 bin dolarlık kişi başı gelir seviyesi demek.

Bu durum, aynı zamanda, Türk yatırımcıların Moskova dışında yeni üretim yerleri aramaları gerektiği anlamına da geliyor. Rusya, Türkiye’nin 22 katı büyüklüğünde yüzölçümüne sahip. Giderek azalan Rusya nüfusunun yüzde 58’i bayanlardan oluşuyor. Hava yolu ve demir yolu taşıma sistemleri daha yaygın ve gelişmiş düzeyde. Türkiye’den kara yolu nakliyesiyle ürün sevk etmek binlerce km uzaklıktaki müşteriler için hem teknik hem de ekonomik açıdan anlamlı değil. Bu tür temel bilgiler bile pazara giriş stratejimizi oluştururken bize, pazarla ilgili ipuçları verebiliyor. Buna rağmen temel bilgileri masa başında elde etme yoluna gitmiyoruz. Rusya’yı Moskova’da öğrenmek zahmetine ve masrafına katlanmaya devam ediyoruz. Devlet yardımları uygulaması, bu pahalı öğrenme şeklini kamu kaynaklarıyla finanse etmekte sakınca görmüyor. Moskova’daki Ticaret Müşavirliği’nin kapısını sırf devlet yardımları amacıyla çalıyoruz. Rusya’nın Moskova’dan ibaret olmadığını anladığımızda ise genellikle pazara karşı olumsuz düşüncelere sahip, cesareti kırılmış girişimciler haline dönüşüyoruz.

Batı, artık Rusya’yı profesyonelce izliyor. PricewaterhoseCoopers’ın bin 410 yabancı firma nezdinde yaptığı bir araştırmada Rusya, gelecek üç yılın hedef pazarlarından birisi olarak karşımıza çıkıyor.

Rusya’daki değişim sürecinde, bavul ticareti vizyonundan kurtulmak, artık bir zorunluluk haline geliyor. Ticaret Müşavirliğimizden aldığım bir başka bilgiye göre bazı sektörlerdeki firmalarımız, kayıtlı ihracat yapmaları durumunda, ürünlerini daha az maliyetle ihraç edebilmeleri mümkün olmasına rağmen daha pahalı bir yöntem olan bavul ve kargo ticaretinde sırf alışkanlık olduğu için ısrar ediyorlarmış. Rusya’nın DTÖ üyeliğine paralel olarak zaten sonlandırılacak olan bu ticaret şekliyle ilgili olarak, Rusya Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanlığı 1 Ocak 2007’de gümrüksüz ticarete son vermeyi planladığını açıkladı. Rusya, artık başka bir know how gerektiriyor. Değişime direnmek yerine, uyum sağlamaya çalışmalıyız.