Azerbaycan’da lafımız altın, işimiz teneke, 09/06/2006, Referans Gazetesi

Azerbaycan’da lafımız altın, işimiz teneke

Azerbaycan komşu ülkelerden sadece birisi mi? Azerbaycan bağımsızlığına kavuştuğundan beri, “bir milletin iki devleti” arasındaki ilişkiler hangi düzeyde gelişiyor? Geçtiğimiz hafta sonu Bakü’deydim.

Enerji gelirlerindeki artışa paralel olarak büyük bir şantiyeye dönüşmüş Bakü. İlk göze çarpanlar; ekonomik faaliyetlerdeki canlılık, konut sektörünün atakta olması, yabancı firmaların giderek artan ilgisi ve Çin’in bile kapsama alanına girmiş zengin petrol ve doğal gaz yatakları. 2006 yılının ilk beş aylık döneminde doğal gaz üretimindeki artış oranı yüzde 38 civarında.

Bir milletin iki devleti arasındaki ilişkilerin, farklı milletlerin farklı devletleri arasındaki ilişkilerin düzeyinden farklı olmadığını söyleyebiliriz. Medyamız diğer ülkelerle ikili ilişkilerimizi, yapılmakta olan yüksek düzeyli resmi bir ziyaret var ise, kapsamlı bir şekilde masaya yatırır. Bu durum Azerbaycan için de geçerlidir. Resmi temas varsa, Azeriler kardeşimizdir. Bugüne kadar “ağabeylik” rolüne soyunduk. Enerji gelirlerindeki artışa paralel olarak, yakın bir zamanda Azerilerin bize “ağabeylik” yapacak konuma gelmeleri bizleri şaşırtmasın. Ben şahsen böyle bir gelişmeden büyük gurur duyacağım. Lafla peynir gemisi yürütme konusunda giderek uzmanlaştığımız son dönemlerde de, ikili ilişkilerde gündeme getirmediğimiz konu kalmadı. Azerbaycan’da, Azerilerin deyişiyle “lafımızın altın, işimizin teneke” olduğu ispat etmekten artık yorulmadık mı?

Bu pazarda Rus’lardan sonra geliyoruz. Araya zaman zaman batılı ülkeler girse de, onların büyük petrol/doğalgaz projeleriyle ilgili ithalattan kaynaklanan konjonktürel işleri var. Rusya’nın avantajı serbest ticaret düzenlemesinden dolayı düşük vergilerle pazara girebilmesinden kaynaklanıyor. SSCB’den kalma yaşam ve tüketici alışkanlıkları Rus mallarına olan ilginin devam etmesi anlamına geliyor. Azeri kardeşlerimiz Rusya’yı Türkiye’den daha iyi tanıyorlar. Unutmayalım ki, etkin dil Rusça. Mevcut politikalarımızda stratejik hatalarımızın, pardon stratejik yaklaşımımızın, da payı var. Bu ülkeyi de nedense ilk şans veya iflas aşamasındayken son şans olarak gören yetersiz firmaların kalitesiz mallarıyla doldurmuşuz.

Sekiz milyonluk ülkede asgari ücretin düşük olması bizi yanıltmamalı. Enerji potansiyeli ve orta vadeli bir bakışla çizilecek vizyon, bu ülkenin ne denli önemli olduğunu zaten ortaya koyuyor. Aslında felsefi değerlendirmelere gerek bile yok; biz zaten bir milletin iki devleti değil miyiz ? Kafkaslardaki dengeleri, Orta Asya’ya açılan ulaştırma, enerji koridorlarını, hatta Kuzey-Güney ulaştırma koridorlarını düşünenlerin Azerbaycan’ın önemini bildiklerini tahmin ediyorum. Bu, maalesef sadece ‘bir millet, iki devlet’ sloganıyla olacak iş değil. Ancak, böyle bir sloganın mevcudiyetiyle, Azerbaycan’la ekonomik ve ticari ilişkilerin uzun vadeli, ciddi ve kurumsallaşmış bir yapıya oturtulması daha kolay olacaktır.

Bundan sonra itici gücün Türkiye olması gerektiği gerçeğinden hareketle çok çalışmamız gerekiyor. Rus rekabeti mi? Bu coğrafyada rekabet etmemesi gereken iki ülkenin Türkiye ve Rusya olduğunu siyasiler idrak ettikten sonra, işimiz daha kolay olacak.

Zira, Azerbaycan bizim için sadece bir komşu ülke değil !

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s