Akaryakıt kaçakçılığı, Çankaya peşrevi ve Tüzmen
Sayın Başbakan’ın geçtiğimiz salı günü grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme getirdiği “petrol kaçakçılığı” konusunda, Hükümetin samimi bir tavır sergileyebilmesi, TBMM Araştırma Komisyonu’nca tespit edilen bulguların üzerine ciddiyetle gidilebilmesine bağlı. Ayrıca, Ak Parti iktidarının 5. yılında bu konunun gündeme bizzat sayın Başbakan’ca taşınmasını olumlu bir gelişme olarak karşılayacağımız gibi, neden bu kadar geç kalındığı sorusunu da hatırda tutmamız gerekiyor.
Sayın Başbakan, bu konuya acaba yeni mi vakıf oluyor? Ya da bu işin kapsama alanının kendi iktidarı dönemine de sıçradığını, sürecin devam etmekte olduğunu mu anladı? Yoksa, Cumhurbaşkanı olduğu takdirde, MHP’nin O’nu vatan hainliği suçlamasıyla köşkten indireceğini açıklamasının arkasında bu dosyanın olabileceğini mi düşünmeye başladı?
Konu çok daha derin
Öncelikle, konunun, sayın Başbakan’ın vermiş olduğu çarpıcı rakamların da ötesinde derinliğinin olabileceğini bilmek gerekiyor. Bu derinlik, resmi raporlarda da açık bir şekilde gündeme taşındı. Örneğin, Sabah gazetesi yazarlarından sayın Yavuz Donat’ın 24 Nisan 2006 tarihli köşe yazısında, Mülkiye Müfettişlerince hazırlanan gizli bir rapora gönderme yapılarak, “Terör örgütü, kendine göre ‘gümrük noktaları’ oluşturmuş. Kaçakçılardan ‘vergi’ adı altında ‘haraç’ alıyor. Yani kaçakçılığın önlenmemesi ‘terörün finansmanına’ katkı sağlıyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın özellikle Van, Hakkari, Şırnak bölgesindeki hassasiyeti yeterince algılayamadığının anlaşıldığı…” şeklinde bir ifadeye yer vermesi, Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik ekonomik açılımlar konusunun son yıllarda Türkiye açısından ne denli hassas bir konu haline geldiğini açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Ayrıca, bilindiği gibi, son 8-10 yılda Irak’ın kuzeyine yönelik ticari açılımlarımız ve sergilediğimiz yaklaşım da birçok soru işaretini beraberinde getiriyor.
Sayın Başbakanın, grup konuşmasında “yolsuzluğun en büyük kalemini kırdık” cümlesiyle başlayan beyanatı Hükümet içerisindeki bir bakanın bu konuda bugün tam olarak ne düşündüğü konusunda büyük merak uyandırıyor.
Çelik’in uyarısı
Sözünü ettiğim bakan Milli Eğitim Bakanımız Sayın Çelik. Bakanımız, 4 Nisan 2000 tarihinde, milletvekili sıfatıyla TBMM’de sınır ticareti konusunda yaptığı bir konuşmada, dönemin dış ticaretten sorumlu bakanı Tunca Toskay’a gönderme yaparak, “Sayın Toskay, bir iktisat profesörü olarak bizden âlâ bilir ki, dünyanın her yerinde, dolaylı vergiler, doğrudan vergilerden daha etkin ve yaygındır. Sınır ticaretinden para kazanan bölge insanı, parasını, ya yatırıma veya tüketime dönüştürüyor. Para kazanan vatandaş araba aldığı zaman, devlet, arabadan vergisini almıyor mu?.. Beyaz eşya, tekstil veya gıda maddeleri aldığı zaman, devlet, vergisini almıyor mu?.. Kaldı ki, başta gümrük vergisi olmak üzere, devlet, akaryakıttan, AFİF, ATV ve KDV olarak vergisini alıyor… Yine, vergi kaybı oluyor gerekçesiyle, İran’dan, Irak’tan gelen kamyonların akaryakıt depolarına bile müdahale ediliyor. Siz, 150 000 Türk Lirasına mal ettiğiniz süper benzine yüzde 300 vergi bindirerek, litresini 600 küsur bin liraya satarsanız, bu da yetmez deyip, ek vergi kapsamında çıkardığınız kanunla, akaryakıt vergisini yüzde 500’e kadar çıkarma yetkisi alırsanız, İran’da, Irak’ta sudan birkaç kat ucuza satılan akaryakıt, elbette, dar gelirli vatandaşın iştahını kabartacaktır.” diyor. Bugün yolsuzluğun en büyük kalemi olarak tanımlanan konunun bir başka boyutunu Sayın Çelik veciz bir şekilde gözler önüne sermiş. Sayın Çelik bu düşüncelerini kabinedeki arkadaşlarıyla paylaşmamış mı?..
Akaryakıt kaçakçılığı konusundaki Meclis Araştırma Raporu dikkatlice incelendiğinde bu konuda dönemin siyasilerinin, örneğin, Sayın Tunca Toskay’ın bilgi sahibi olduğunu biliyoruz. Ayrıca, bir önceki iktidar döneminde, medya yıldızı olarak parlayan Dış Ticaret Müsteşarı Kürşad Tüzmen’in sayın Toskay tarafından görevden alınması ve konunun kamuoyuna başarılı bir bürokratın linç girişimi olarak yansıtılması dosyası da, gündemdeki akaryakıt kaçakçılığı nedeniyle, belki de yeniden tartışılacak.